FAHRENHEIT 451 RAY BRADBURY

Ray Bradbury

Çok uzak olduğum bir dünyada durakladım yakın zaman önce Fahrenheit 451 ile beraber. ''Distopya'' diye adlandırılan yer korkunç bir coğrafya! Biraz kalp sıkışmasını göze almak gerekiyor. Hayır sadece okuduğunuz cümlelerin sarsıcılığından dolayı değil, '' ya bir gün gelir de tüm bunlar yaşanırsa'' gerçeğinden kaçacak yeriniz olmamasından kaynaklanıyor.

Çok severek okuduğum bir tür değil distopya. En son ne zaman okuduğumu hatırlamayacak kadar uzağız birbirimize. Fahrenheit 451 ile bu mesafeyi katetmeye çalıştık. Başardık mı bilemiyorum. Okumasaydım da kaçsaydım daha mı iyiydi bu hikayeden? Ama nereye kadar.

Ne yazık ki öyle kitabın kapağını açmadığın için kaçabileceğim bir dünya değil içerideki. Çünkü yakın zamanlarda buna benzer hikayeler yaşandı, yaşanıyor ve yaşanacak. Okuduk ve haberdarız. Meydanlarda yakılan kitaplar, neden yasaklandığına anlam verilemeyen kitaplar, yok edilen kütüphaneler. İnsanlar, kitapların canlarını acıtmaya devam edecekler. Bu bir kibrit çakıp sayfalarının tutuşmasını beklemek, kırmızı ateşlerin arasında kül olduğunu izlemek gibi bir şey de değil sadece. Onları okumamakta buna dahil. Ve yeterince korkunç.

Geçmiş zamanlarda kıyılmış, yok edilmiş kitapların hatırası kalbimde okumaya başladım Fahrenheit 451'i. Geçmişten günümüze bazı şeylerin değişmediği gibi gelecekte de değişmeyecek daha kötüye mi gidecekti. Evet, gelecekte bir yerdi burası ve zaman daha da karanlıktı. Ve gökyüzü tek rengini  ancak kitapların içine atıldığı ateşten alıyordu. Sonra kül oluyor, her renk kül rengine boyanıyordu.

Geleceğin Amerika'sında halkın kendi isteğiyle kabul ettiği totaliter rejim hakim. Bu korkunç coğrafyada kitap bulundurmak yasak ve bunun cezası kitapların yakılması.Ve günümüzde Amerika'da en kutsal meslek kabul edilen itfaiyelerin görevi ise yangın söndürmek değil, kitapları yakmak!

Montag ise yaşamı sorgulamayan her şeyi olduğu gibi kabul eden bir itfaiye eri. Ki kitaptaki kahramanlar bu sistemin içerisinde kendi düşüncelerini yitirmiş, sisteme teslim olmuş bireyler.
Peki hepsi bu sisteme beyinlerini, kalplerini kaptırmış kişiler mi? Tabi ki değil. Montag'ın da düşünce ve duygu dünyası bu kişilerle karşılaştığında değişmeye başlıyor ve Onu sorgulamaya, düşünmeye itiyor. İlk önce 17 yaşındaki Clarisse ile karşılaması ve kızın ''Bay Montag mutlu musunuz?'' diye can alıcı sorusu Montag'ı kalbinden yakalıyor. Daha sonra hayatının kırılma noktasını ise ihtiyar bir kadının evine görev için kitaplarını yakmaya gittiklerinde yaşıyor. Yaşlı kadın kitaplarından vazgeçmiyor. Kitapları için ölmeyi ve onlarla beraber yanmayı göze alıyor. Montag düşünüyor,
''Eğer kitaplar uğruna yanılacak, ölünecek birşeyse biz bunları neden yakıyor, yok ediyoruz?''

Ve gittiği diğer evlerden kitap toplamaya başlıyor. Korkusu yüreğine sığmasa da panzehirini almıştır artık.
İnsanların birbiriyle hiç iletişiminin olmadığı, sadece televizyonlardan birbirleriyle haberleştikleri, evleri ve çevreleri devasa ekranlarla kaplı bu dünyadan Montag kitaplar için bir kurtuluş yolu aramaya çalışır.
Kendilerini  yabanda ağlayan tuhaf bir azınlık olarak gören; tarihi, edebiyatı, bilimi ve dini yaşlı beyinlerinin içine saklamış kitap insanların arasında bulur aniden. Montag da onlardandır artık. Ve hep birlikte şehirleri öldüren savaştan kaçmaya çalışırlar.

Günümüzden 500 yıl sonrasının zamanı bile olsa başlarda her şey buradaki gibidir. Peki işler nasıl bu evreye gelmiştir? Ekranlar sayesinde!
Televizyonlar yavaş yavaş kitapların yerini almaya başlamış ve kitaplar okunmaz olmuş, terk edilmiştir. Çünkü insanlar için kitap okumaktansa televizyon izlemek daha cazip hale gelmiştir. Televizyon izlemekten kitap okumaya ayıracak zaman kalmamıştır. Kalın kitaplara da ihtiyaç yoktur. Kitapların özeti çıkartılır. Sonra özetinin özeti. Ve en sonunda basılmaya değer hiçbir şey kalmaz.

Rad Bradbury kitabı 1953 yılında Amerika'nın olası geleceğini hayal ederek televizyonun henüz yeni doğduğu bir dönemde kaleme almış. Çok acı ki insanoğlu o zamana doğru hızlı bir şekilde evriliyor.

Aklım nice yüzyıllarda katledilen ve ileride yok olması ihtimal kitaplarda son sayfayı kapatırken. Eyvah! Katilleri aramızda.

0 yorum